Mükremin Kızılca'nın Şiirlerinin Yayınlandığı Şiir Alanına Hoşgeldiniz
   
  BURASI ŞİİRLERİN YÜKLÜ MANALARLA KONUŞTUĞU YER, MÜKREMİN KIZILCA'NIN TÜM ŞİİRLERİ HAFTALIK YENİ EKLERLE BURADA
  TAŞELİ ŞİİRLERİ/4
 

 80-Bir Taşeli Destanı-1

Bir  Yamaçta durup izledim seni
Rüyalarda bile gözledim seni
Resimledim seni sözledim seni

Taşelim Taşelim  Canım Taşelim
Benim en duygusal yanım Taşelim

Oyuklu Dağ Altıntaşla bakışır
Zirvelere beyaz Karlar yakışır
Her Vadi de Derelerin akışır

Taşelim Taşelim gel dinle beni
Bir yere koysunlar seninle beni

Çağlayanlar Derelerde birleşir
Derelerin göksu olur gürleşir
Çakalların Porsuklarla hırlaşır

Taşelim Taşelim Taşlı Dağlarım
Senden uzak gurbetelde ağlarım

Bensiz öter Taşelinin Serçesi
Boştur sensiz Sarayları Sırçası
Yeryüzü Cenneti bir yurt parçası

Taşelim Taşelim Taşların işli
Vadilerin hep yokuşlu inişli

Silifke Gülnar ve Ermenek Mut'un
Her derde devadır Dağında otun
Simgesi Ormanlar bu bereketin

Taşelim Taşelim Yurtların hası
Yeter insanının bir Merhabası

Katman katman dürülüdür Taşların
Aklara bürünür Güzden Kaşların
Gökyüzüne uzanıyor başların

Taşelim Taşelim bir Cennet Mekan
Ne Sahra çölüdür ne Taklaman

Kül olurum hasretinle yanarım
İşimde düşümde seni anarım
Bir ağaçtan Tekne görsem banarım

Taşelim Taşelim Dünya Cennetim
Ödeyemem sana olan minnetim

Kırlangıcın selam vermez Toylara
Bir uzansak Derelerde Boylara
Kilit vursak Yaz Mevsimi aylara

Taşelim Taşelim dur gitme bensiz
Yaylaya yol olmaz taşsız Kebensiz

Bağlarında ütme olur Ekinler
Vatanseverlerde barınmaz kinler
Ah bir geri gelse o eski günler

Taşelim Taşelim  doyulmaz sana
Her ziyaret Sıla sayılmaz sana

Göksuyına nice Gemler vuruldu
Büyük oba en tepene kuruldu
Taşeli Seyyahı, denmez;yoruldu

Taşelim Taşelim yollarındayım
Bekle çok yakında kollarındayım


Mükremin Kızılca
29 Mayıs/2008


79-Çekirgeler Eylül de ötmez mi?

Geçti Temmuz Ağustos
Eylüle kaldı görüşme
Kırlarda ki Çekirgeler
Bekleyin beni
Sizlerle görüşmek için
Aşıp geleceğim Kebeni
Burmalar Çaşırlar çiçek uçurduysa
Kır Yoncaları var daha
Onlarda yayılın onlarda geceleyin
Eylüle ne kaldı geldi aha

Serçelerin yeni Soyuna yem olun
Onlara olun siz de nasip
Haziranda uçan bülüçler
Şimdi yuvaya başlarlar
Ne dersiniz
Onlar sizi yemeden
Siz otları yersiniz

Çekirgelerin binbir sesini dinleyeceğim Eylülde
Çekirgeler Eylülde ötmez mi anne
Çekirgeler Eylülde ötmez mi
Her alem göçe hazırlanırken
Onlar bir yere gitmez mi
Gözlerim Samanyolunu izlerken Mehtabta
Kulaklarım çekirgeleri dinleyecek
Dalmışken böyle bir heyulaya
Müezzin Allahü ekber diye
İnleyecek
Ve ben gene gurbette  çekirgelerden
Ayağımı her bastığım Çekme'den sıçrayan onlarcasıyla beraber
Olacağım günün hasretiyle yanarım
Gördünüz mü Çekirgeler
Ey Allahın bilinen bir cündü
Şiirlerimde sizleri anarım
Ben ne saf birisiyim ki bak
Her şeye ne çabuk kanarım

Çekirgeler Eylülde ötmez mi anne
Çekirgeler Eylülde ötmez mi?

Mükremin KIZILCA
250808 KONYA


78-BİR DUMAN BÜRÜMÜŞ 

Bir Duman bürümüş Altıntaşımı
Püfür püfür esen Yeller nerede
Elalem keşfetti Altın Taşımı
Bir söz söyleyecek diller nerede

Sarı yaylam dilermisin emanı
Şimdi artık sana yardım zamanı
Bir beyaz toz basmış mavi Semanı
Yeşil Turuncu ve Allar nerede

Ata Toprağını satan satana
Gülüp geçiyorlar sende yatana
Bilemedim bundan kimler utana
Altıntaşı seven kullar nerede

Çıkmaz oldu Kocalar ve Karılar
Ekilmedi Patetesler Darılar
Uçmaz oldu Kelebekler Arılar
Safi Kır Çiçeği Ballar nerede

Kamış gibi Çavdarları biçerdik
Hendeklerden banıp bir su içerdik
Taa Eylül sonunda geri göçerdik
Şen şakrak o nice Yıllar nerede?

Mükremin Kızılca

26-10-2008
Konya


77-SARI YAYLAM!!!

Sarı yaylam n'oldu sana desene
Delik deşik olmuş kırların senin
Matkaplarla taa kalbine inmişler
Artık faş mı oldu sırların senin

Gelmez olmuş avcıların Tazıyla
Aşikların ellerinde Sazıyla
İklimin değişmiş Mermer tozuyla
Yaz Kış kalkmaz idi Karların senin

Tepelerin Ardıç Yamacın Çamlı
Hepten yüzler ekşi kederli GAMLI
Öbek öbek gezilirdi devamlı
Bütün Düdenlerin Yarların senin

Bizler kalmaz isek 'Kalanlar' kalır
Altıntaşın Altınlarını alır
Mandıra gırında Mandıra olur
Adı değiştimi yerlerin senin

Gençlerin okumuş, Yaşlılar bıkmış
Canı istemeden zora ki çıkmış
Parası olanda Bendleri yıkmış
Neden yalnız kodu Erlerin senin?

 
Mükremin Kızılca

26-10-2008
Konya


76-EY YAYLAM !!!

Neden durgunsun ey Yaylam
Hendeklerin akmazmoldu
Buğdayların Harman da da
Gölüklerin çekmezmoldu

Tarlaların Saban geçmez
Vefasız Halk sana göçmez
İnsan yoksa Kuşta uçmaz
Palazların sekmezmoldu

Obadaşında boş evler
Tarla başında Taş evler
Pişirmez mi? aş, evler
Ocakları yakmazmoldu

Gapıcıktan gelir Çıra
Tembel Toprak, dura dura
Şimdi sana geldi sıra
Yıldırımlar çakmazmoldu

Ondördünde izle Ayı
Hala,Teyze,Emmi,Dayı
Nohut Arpa ve Buğdayı
Gelip gayrı ekmezmoldu?


Mükremin Kızılca

26-10-2008


75-SELAM ALMADI

Gurbetten vardım sılaya
Kuşlar selam almadılar
Sabrettim onca belaya
Başlar selam almadılar

Avcının önünde Tazı
Kısmeti alnında yazı
Atladım Baharı Yazı
Kışlar selam almadılar

Rastladım Kırda Kediye
Bir Ciğer verdim hediye
Kırılmam üçe yediye
Beşler selam almadılar

Serçe babalı analı
Ördekler uçar Sunalı
Üzeri Yosun Kınalı
Taşlar selam almadılar

Günüm Dakikam hesaplı
Harmanlar Samanlı Saplı
Zirvesi Kar ile kaplı
Kaşlar selam almadılar

Buymuş vefa dedikleri
Geçtim geldim Gedikleri
Akbabanın yedikleri
Leşler selam almadılar

Rüyalarım, hayallerim
Ayaklarım ve ellerim
Uyku da bin bir hallerim
Düşler selam almadılar

Üfleyip altını yaktım
Tadına Tuzuna baktım
Yenirken yanında yoktum
Aşlar selam almadılar

Mükremin KIZILCA
26-11-08/KONYA


74-YOLLAR BENİ TANIMADI!!!

İhmal ettim Vatanımı
Yollar beni tanımadı
Kabristanda yatanımı
Öller beni tanımadı

Uzun Yıllar tırmandığım
Bu kesin tanır sandığım
Her defasın da andığım
Beller beni tanımadı

Kartallar kovdum içinde
Keklikler verdı öcünde
Bir defa vardım gecinde
Çallar beni tanımadı

İneklerimi sağdığım
Yamaçlarına ağdığım
Bir Bucağında doğduğum
Tollar beni tanımadı

Beş Sene her Dersin sonu
Çaldım ve dinledim onu
Şimdi bana geldi konu
Ziller beni tanımadı

N'oldu gürledin estinde
Sende kaybettin bestinde
Onüç yıl yattım üstünde
Çullar beni tanımadı


Bizzat ağacını diktim
Odunu Ocakta yaktım
Kovayla dışarı döktüm
Küller beni tanımadı

Yağmur yağdı Gök çatladı
Gökün Damarı patladı
Üstümden on kez atladı
Seller beni tanımadı

Gördüm geldiği ocağı
Binlerce giren Böceği
Polenle dolu Bacağı
Ballar beni tanımadı

Yakacağım Ot kurusu
İçeceğim Dut Kurusu
Yediğimiz But kurusu
Çöller beni tanımadı

İpliğini İğle büktüm
Bizzat Ellerimle diktim
Akşam çektim Sabah çektim
Tüller beni tanımadı

Iltar yaptım Sapanıma
Bağladım hep Sağ yanıma
Şimdi dokundu Kanıma
Kıllar beni tanımadı

En neşeli Çağlarında
Bozum yaptım Bağplarında
Tapırdadım Dağlarında
İller beni tanımadı

Oynayıp güldüm Onunda
Havlusunda Balkonunda
Harcadı bizi sonunda
Yıllar beni tanımadı


Şimdi yukarlarda başı
Dikeniyle tenin kaşı
İtburnudan yaptım Aşı
Güller beni tanımadı

Mükremin KIZILCA
26-11-08/KONYA


73-GİLENDİ HANI

Gilendi Hanından çıktım Yelliye
Gocasu da ırast geldim Güllüye
Bir laf attım ulaşmadı Zilliye
Oturup orada kalasım geldi

Taa Mutlardan Kösereli Yörüğü
Kamışlıda yetiştirmiş Eriği
Omuzunda Darabulus Sarığı
Aynısından bende alasıım geldi

Tolbunar Suyundan sulanır Tosun
Kabalak Taşında Kınalı Yosun
Tanıdım nazlı yar işte sen osun
İşte şimdi burda gülesim geldi

Bozeşşek üstünde gittim bayağı
Alışmışta Gıra çeker Ayağı
Hacasan Gırında Nohut Goyağı
Oturup El ile yolasım geldi


72-Bir Haber Ver Haloğlu

Bir haber ver Memleketten Haloğlu
Benden sonra Köye gelenler var mı?
Nasıl yatakta ki Piri faniler
Eceli gelipte ölenler var mı?

Akraba ve eş dost hangi hallerde
Adımızı anan yoktur dillerde
Sılayı unuttuk uzak illerde
Garibin halini bilenler var mı?

Domuzlarmı bastı Bahçeyi Bağı
İstila etmişler Ormanı Dağı
Olsa da bir süğrü akıtsa Ağı
Arslan kesilecek Yılanlar var mı?

Bir Ot vardı; Burma derler yukarda
Çaşırlar olurdu Kaya da Yar da
Her şeyi bırakıp acı Bahar da
Koşarak şimdi de yolanlar var mı?

Kayalar oyulmuş hep Yalak Yalak
Kuşakpınar, Suluceser Kabalak
Bilipte ilmini gidip yol yolak
Yatan Defineyi bulanlar Var mı?

Başın alıp Dağ başına çıkana
Kör Duman altında Geven yakana
Bir Değnek ucuna Azık takana
Vay deli Vay deyip gülenler var mı?

Pek az olur Üssüzlerin Suları
Yazın çok serindir o Kuytuları
Öğlen vakti bölüpte uykuları
Teyemmümle Namaz kılanlar var mı?

Mükremin KIZILCA

15-01-2009


71-
Yerbağlarım elden çıktı nerede?

Kazası olur mu geçen zamanın
Kerpice yön verir sarı samanın
Hakkını ver gülen nurlu simanın
ÖnümÜzde gelen yıllarda gülsün

Yerbağlarım elden çıktı nerede?
Sınır indi geldi durdu Dere de
Haydi kıpraş düşün gel bir kere de
Kıvrım kıvrım giden Yollar da gülsün

Benim Yaylam yaylaların kıralı
Yolum yoktur köyüme çok aralı
Yıllar geçti o na en son varalı
Haydi varda bir Sümbüller de gülsün

Dede'nin Kazmayla söktüğü yeri
Sen nasıl verirsin orayı geri
Bilirsin ne çekti yıllardan beri
Sen gülde o zaman Güller de gülsün

Yerbağlara noldu Yayla nerede
Doğru sözler bin'e de bir bir'e de
Göksu artık Gök akmıyor Dere de
Gel kendine Oy kullan bir kere de

Mükremin KIZILCA
19-02-2009/kONYA


70-
Bahar Geldi

Değneğim Önümde Setre
Yağmur yağar Katre Katre
Dağ da Taş ta Metre Metre
Kar Olsa da Bahar geldi

Kır Serçeleri göründü
Yılan Toprakta süründü
Sığırcık günle gerindi
Har olsa da Bahar geldi

Çıktım Dağa oldum Deli
Koklanır mı? elin Gülü
Ilgıt ılgıt Seher yeli
Kor olsa da Bahar geldi

Allah'tan dileriz aman
Hayatın şartları yaman
Vakitler kıymetli, Zaman;
Dar olsa da Bahar geldi

Cemreler Hava da Su da
Böcekler daha uyku da
Gününü şaşırmaz Hüda
 Er olsa da Bahar geldi

Kardelenler çıktı yüze
Kar Suları indi Düze
Veda edeceğiz Güze
Zor olsa da Bahar geldi

Mükremin KIZILCA
25-02-2009/SIZMA


69-
Heyy Yaylalar Yaylalar

Kan ekende Can bitiren Toprağın
Yeşilin her tonu dolu  Yaprağın
Bir Su içte Bayram etsin Böbreğin
Beyaz Yorganını kaldırda görem
Dünyanın en güzel yeridir Yörem

Sel oldu içimde susuz Kırların
Arşivlerde gördüm senin sırların
Üstümde Dam gibi eğik Yarların
Biibiriyle yarış eden Yaylalar
Beni Karış karış eden Yaylalar

Anlatında dinleyelim sizleri
Dedem ekmiş Koyakları Düzleri
Tapusu Üstünde Kazma izleri
Hasreti bağrımda tütsü YAYLALAR
Kabalaktan Aybelene Yaylalar

Dize kadar Çayırını biçtiğim
Güze kadar soğuk suyun içtiğim
Yüze kadar yaz ayları göçtüğüm
Altıntaştan Kavaklıya Yaylalar
Bendbaşiından Saparcaya Yaylalar

Beğbunarı, Tolbunarda yürüdüm
Altıntaşta Pabucumu sürüdüm
Duman oldum üssüzleri bürüdüm
Kuşakpınarda başlayan Yaylalar
Ta Balkusanda kışlayan Yaylalar

Kayabunar Sorgun ve Yarıkbunar
Saparca üşbunar ve Kuşakbunar
Şimdi zordalarsa bizleri sınar
Dedeliden Deveciye Yaylalar
Yellibelden   Tekeçatı Yaylalar


Mükremin Kızılca
29 Mart 2009


68-BALKUSAN DERESİ

Kapıdarısında başlar maceram
Dedeli boğazı yutar Bendimi
Orada yaşarım derin bir dıram
Aşılıkta yakalarım kendimi

Yılan gibi süzülürüm yurdumda
İnce ince Kum koyarım ardımda
Balıkların sohbetini gördümde
Şükür bir eser kalmadı derdimde

Deveciyi İliyurdu bölerim
Bu Yaylaya gelmeyene gülerim
Çeri çöpü süpürürüm silerim
Çiçekleri Çayırlara belerim

Kapıcık ve Yörük Bükü dar olur
Bahar günü suyu veren Kar olur
Yaz ayları Pınar bana yar olur
Güz ayları fazlasıyla zor olur

Aykadın Deresi bana katılır
Yemyeşil çimende güzel yatılır
Tekeçatında bir Baraj yapılır
Elektirik üretilir satılır

Mükremin Kızılca
29 mart 2009


67-Aldere Fena Coştu

Dağerikler açtı gene Nisan da
Aldereler fena coştu duydun mu?
Bir kıpırtı koptu bütün insanda
Suuçtuğundan Su uçtu  duydun mu?

Kürekleri Kazmaları attılar
Seyretmek için orada yattılar
Hayata olumlu neşe kattılar
Yöre Halkı ora koştu  duydun mu?

Değirmen Bendinin Suyu patlamış
Debisini üçe beşe katlamış
Ta oradan Aşşivzide atlamış
Daha düne kadar boştu  duydun mu?

Çoluk Çocuk Gız Gısırak seğirtti
Ala tana anasını beğirtti
Zeyneb teyze arıkları sıyırttı
Göksu'yun feleği şaştı  duydun mu?

Mükremin Kızılca
05/04/09
Taşpınar


66-Karoğlak Taşı

Karoğlak Taşından Atmaca uçar
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi
Uçar da hıncından intikam saçar
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Söğütlü etrafı sivri Kayalar
Mor Menevşe Yakasını boyalar
Çinçin Taşı belki onu oyalar
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Kavaklının başı eksik omaz Kar
Tolbunardan uzun Dereler akar
Yüksek eğriğe sor Tepeden bakar
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Kuşakpınarında çifte Söğütler
İlahi kaynaktan gelir öğütler
Elleri Çiğdemli gelen Yiğitler
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Kızılinde Gün var, daha gündüz mü?
Yarimi saklayan yoksa Andız mı?
Bir Canlı kıpırdar Kurt mu Kunduz Mu?
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Altıntaş Zille ve Kapıdarısı
Çiçek çiçek gezen Dağın Arısı
Dedeli, Saparca sonra gerisi
Görmüşmola Kömür gözlü yarimi

Mükremin Kızılca
05/04/09
Taşpınar


65-BAHAR VE YAZ

Allaha ederiz niyaz
Vedalaştı Tipi Ayaz
İşte geldi Bahar ve Yaz
Çimene çökme zamanı

Sümbülleri türül türül
Pınarları gürül gürül
Bu sefer gel sende görül
Yaylaya çıkma zamanı

Varsın Taş olsun altımız
Bize GüL olur Çaltımız
Gelsin Görümce Eltimiz
Tarhana sıkma zamanı

Oğlanlar Kızlar karışık
Hep birbiriyle barışık
Ayakları da alışık
Tam Çizgi sekme zamanı

Bereketli olsun senen
Bire yetmiş versin denen
Haydi Tarla oldu gönen
Çifti koş, ekme zamanı

Çevir Köyüne Dümeni
Bozma Kelifi, Kümeni
Buğday, Burma ve Samanı
Ambara çekme zamanı

Mükremin KIZILCA
09-04-09


64-Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?/1

Kayboldu Çıkrığım Yitti Bekere
Hepten mağlup olduk dönen Tekere
Pekmez teslim oldu beyaz Şekere
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Tezgah ta dokunmaz artık urbalar
Çay'a yenik düştü sıcak Çorbalar
Eşşeğin Boynundan indi Torbalar
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

İddia edince girerdik bese
Ses verirdik Dağ da Taş ta her sese
Dikerdik Keçinin Göğsüne Kese
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Direziler gerilirdi Mekiğe
Tereyağı tat verirdi Kekiğe
Kimse bakmaz oldu şimdi söküğe
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Daha otuzu olmadan ay doldu
Bardaklara Su yerine Çay doldu
Dirgen, Yaba Envantere kaydoldu
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Palamutlar bitmez oldu Meşe de
Karasaban Müzelerde Köşe de
Onda ki keyif yok Beğ de Paşa da
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Kimselerin yürekleri sızlamaz
Öğendire Öküzleri bizlemez
Sürükkü çalısı artık izlemez
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Çocuklara, Topaç, desen Top anlar
El örgüsü Sapan desen Sap anlar
Hopuç ol sırtıma, desen Hap anlar
Zaman mı Değişti biz mi Değiştik?

Mükremin KZILCA
10-04-09/KONYA


63-BİR YEL ESER

Bir yel eser yükseklerden
Ilgıt ılgıt değil
Neden bilmem Adıgüzel
Zirvelerde kavgalar,
Niçin kıt değil

Yiyim ehli Giyim ehli
Anladık içim ehli
Neden Başlar,seçim ehli de
Geçim ehli değil


62-ARDIÇ KÜTÜĞÜ

Binlerce karıncaya yuvadır ardıç kütüğü
Üstündeki kurda kuşa ovadır ardıç kütüğü
Öyle sakin ve sessiz durduğuna bakma sen
Yüzyılların şahidi doğadır ardıç kütüğü


61-YALZIN ALIÇ

Bu kış gene yaylalar da üşüdü yalnız alıç
Saksağanın yuvasına doldu buzlar ve karlar
Bundan onbeş yıl önce beş idi yalnız alıç
Buzdan kılıçlar ile n'oldu?mağaralar yarlar?

 
   
 
Türkiyenin ilk özel Şiir alanı siiralani.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol