Mükremin Kızılca'nın Şiirlerinin Yayınlandığı Şiir Alanına Hoşgeldiniz
   
  BURASI ŞİİRLERİN YÜKLÜ MANALARLA KONUŞTUĞU YER, MÜKREMİN KIZILCA'NIN TÜM ŞİİRLERİ HAFTALIK YENİ EKLERLE BURADA
  TAŞELİ ŞİİRLERİ/2
 

 40- KIŞI KÖYÜMÜN

Bir iledin dalı karı yüklenmiş
Gördümki gelmiştir kışı köyümün
Bahar,güz çalışıp karı yüklenmiş
Yarıya inmiştir işi köyümün

Dağlar yorganını çeker beyazdan
Pelitler yaprağı döker ayazdan
Kışın tedbirini almıştır yazdan
Bulunmaz benzeri,eşi köyümün

Buğday,aşlık,darı unu üğünür
Üşüyenler ocağına sığınır
Sohbetlerde anılara değinir
Artık yenesidir keşi köyümün

Böcek ve sürüngen uykuya yatar
Bitkiler bahara stoklar yapar
Avcılar kırlarda mavizer atar
Harika içi ve diışı köyümün

Ambarında bandırmalar dizili
Darı ekmekleri küçük bezeli
Yufka açar mahallenin güzeli
Çalışır sacı ve şişi köyümün

Köyün iki katı gurbette yaşar
Ekmek için,şehirden şehire koşar
Dereler,ırmaklar yağmurla taşar
Nüfusu dokuzbin kişi köyümün

MÜKREMİN KIZILCA

39- ORTAK FORUM

Ermenek burada,nava burada
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu
Özgür bir ortamdır hemde hürada
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu

Ermenekten resimler var filim var
Yayla,sahil,menkıbe ve ilim var
Bölgemizden çapıt çul var kilim var
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku,hemde yaz ve yap yorumu

Gir üye ol yorumunu yapta çık
Gurbetelde yalnızlığa kurşun sık
Bir ışık yak karanlığı sende yık
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu

Tarih,coğrafya ve sosyal bilgiler
Bu konular hepimizi ilgiler
Çalışsın kağıtlar,eller, silgiler
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu

Gördüğün rüyayı yorabilirsin
Dini sorun varsa sorabilirsin
Her konuya kafa yorabilirsin
Burası eremenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu

Eğitim,öğretim,tıp,bilgisayar
İncele bir orda senin köyün var
Kişinin vatanı o sevgili yar
Burası ermenek ortak forumu
Hem oku hemde yaz ve yap yorumu

MÜKREMİN KIZILCA


38-YALINDAL YAYLASI

Bir kartal pik yapar kocaburundan
Oluğun koyağa suya gidiyor
Serçeler saklandı hep gururundan
Bir leş görmüş ona doya gidiyor

Çekirge bol olur elmalanında
Anaçlarda Allah Allah der gelir
Bir Atmaca bekler  kürtbeleninde
Oda nasibini haklar yer gelir

Sandalınbaşında az bi nefeslen
İzle tabiatı bir ilham gelsin
Seyret Kızıltaşı azıcık hislen
Ya hiçten gelmesin, ya da tam gelsin

Hamzoluğu kesmez Akarcaya gel
Büngüldekte ayakların sulansın
Tavşancı beleni ve Kayhanın bel
Mal melalda Yenisuya dolansın

Kesme inine bak birde incele
Tarihte insanlar ne zor yaşarmış
İn aşağı Kozininde gecele
Bak ecdadın ne zor işler başarmış

Elma,Kiraz,Armut,Erik bol olur
Samanlığın otu yolunsun bekler
Köristandan Dede ardıç yol olur
Taşlı seki gece kalınsın bekler

Cumasuyu seni gözler git gayrı
Ekin salısında harmanlar tamam
Götür mallarını orda güt gayrı
Gözlerim yaşardı daa anlatamam

MÜKREMİN KIZILCA


37- TAŞELİ

Oy sulupınarlar yurdu memleket
Ve uluçınarlar yurdu Taşeli
Muazzam kaleydi surdu memleket
Taşları kesme inlerle kaşeli

Göksunun gapızdan bittiği yerler
Yatağını yarıp gittiği yerler
Koca kandaklardan aktığı yerler
Derler ki insanları çok neşeli

Oy bulutlarla yarışan tepeler
Oğlağın gerdanı çifte küpeler
Eteğinde sulu karlar sepeler
Dolular yağar köşeli köşeli

Biladan dibinde gölge bol olur
Ağustos ayında sular kol olur
Eylül sonu sandık sandık bal olur
çukurları yamaçları meşeli

Kendi lehçesinde sözlükleri var
Dere boylarında sazlıkları var
Ağacın üstünde yazlıkları var
Çevresi yastık ve minder döşeli

Madeni kaynaklar bakırı senden
Urba tezgahları dokuru senden
Ülkenin en fazla okuru senden
Bürokratlı öğretmenli paşalı

MÜKREMİN KIZILCA


36-
Emmoğlu

Ben kaldım emmoğlu gurbetellerde
Hastalardan ölenlerden haber ver
Sıladan habersiz yabanellerde
Hırslanandan yılanlardan haber ver

Merdi az bulunur çoktur namerdi
İnsaniyet artık hıtama erdi
Atalar kalksaydı bilmem ne derdi
Doğrulardan yalanlardan haber ver

Memleketin insanını özledim
Gitmek için aylar yıllar gözledim
Televizyon varmış geçen,izledim
Kırda arpa yolanlardan haber ver

Kocaköyden,öteköyden,mahleden
Camilerden kürsülerden rahleden
Varsa köye hiç varmayan,kahreden
Bayramlarda gelenlerden haber ver

İtburnular çiçek açınca söyle
İrtibat keseni ihbar et köyle
Hiç vatan sevgisi olurmu böyle
Bu sözüme gülenlerden haber ver

Eski karlar kışlar yokmu diyorsun?
Yoksul yok herkesler tokmu diyorsun
Hasretlik böğrümde okmu diyorsun?
Açanlardan,solanlardan haber ver.


MÜKREMİN KIZILCA


35-Köyümü düşünüyorum...

Köyümü düşünüyorum hava karanlık
Bir gelin gider hopucunda incisi
Bir elinde oğlaklı keçisi sağmalık
Öbüründe kolundan tutmuş ikincisi

Köyümü düşünüyorum hava karanlık
Ayedinde dudugguşlar ötüyor,guk guk
Hayallere dalıyorum hemen bir anlık
Mehtap dalgalanıyor gökte oluk oluk

Köyümü düşünüyorum hava karanlık
Eşekler,Katırlar semerinde dal çeker
Arılar Kelebekler danseder seyranlık
Arıcılar yayladan kovan kovan bal çeker

Köyümü düşünüyorum hava karanlık
Bir sürü geçiyor yamaçtan allı kırlı
Sacayağında simsiyah bir çaydanlık
Keşikler çıkıyor dağlara bol sığırlı

Köyümü düşünüyorum bir şafak vakti
Amentünün şehadeti duyuluyor
Namaza kalkanlar ışıklarını yaktı
Evden çıkanlar meleklerce sayılıyor

Köyümü düşünüyorum gün adam boyu
Kocakulaklı keçi,memesi keseli
Ardında oğlağı zıplar anası boyu
Elinde cıpkın,sürer çobanı,neşeli

Köyümü düşünüyorum öğle namazı
Güneşlıklerde neneler elleri dallı
Musalliler kurna başında bulur hazı
Hazır;paçaları ve kolları sıvalı

Köyümü düşünüyorum ikindin üstü
Odundan gelen katır kan terler içinde
Kızlar sıralı çeşmede elleri testi
Kimbilir ne hasretler gizlerler içinde

Köyümü düşünüyorum akşam iftarda
Kızılinde gün kovalar elleri çomaçlı
Allahü ekber der müezzin o anda
Şimdi herkes bir olur akşam,toklu açlı

Köyümü düşünüyorum,yatsıdan geyri
Tüm komşular birarada oturmadalar
Kadın erkek çoluk çocuk olunmaz ayrı
Kışın kadayıf yazınsa batırmadalar.


MÜKREMİN KIZILCA


34-Yaşarın Manzum Hikayesi

Bir varmış bir yokmuş evel zamanda
Bir kişi yaşarmış garip bir handa
Yedi sene yatmış suçtan zindanda
Hiç hür yaşamamış adı Yaşarmış

İşlediği suçtan köyünden kaçmış
Bazan yarı tokmuş bazanda açmış
Bu hana gelmeden çok yerler geçmiş
Tanıyandan saklanmayı başarmış

Yıllar geçmiş adam iyce yaşlanmış
Olgunlaşmış sakallanmış uslanmış
Koltuğunda gerisine yaslanmış
Maziyi düşünmüş gözü yaşarmış

Bir gün uykusunda bir rüya görmüş
Nurani bir dede,kalk giyin dermiş;
Çık bak şu kapıya bir yolcu gelmiş
Bakmışki birisi handa şaşarmış

Bir hey!demiş onu döndürmüş geri
Ne yapsın görmemiş kırk yıldan beri
Tanımaz köydeki mağdur enderi
Böyle yolcu bura ender düşermiş

Bu ender köydeki vurduğu kişi
Dahada ilginci kendi kardeşi
Kırk yıldır ararmış metruke eşi
Yaşar!Yaşar!diye dağ dağ koşarmış

Ender ise onu hemen tanıdı
Onu ora çeken zaten kanıdı
Nede olsa tamam suç ondanıdı
O da herkes gibi şaşan beşermiş

Ender bağışladı Yaşar ağladı
Beraberce köy yolunu boyladı
Kalan hayatını eve bağladı
Şimdi köyde usta,duvar döşermiş


MÜKREMİN KIZILCA


33-SERÇELER

Şu karlı havalar da
Donar küçük serçeler
Bir dane için cama
Konar küçük serçeler

Öter her yerde çin çin
Günaha girer gencin
Bir kaşık çorba için
Yanar küçük serçeler

Toprak arar kum arar
Öldürsen neye yarar
O da bir hayal kurar
Kanar küçük serçeler

Bulgur atalım yiye
Karnı da doysun diye
Bulduğu ilk tekneye
Banar küçük serçeler

Bir damla ona göre
Hayat verir bir süre
Bir karış kuru yere
İner küçük serçeler

Sığınak,pardı baca
Kilit sökmezmiş aca
Akşam olur ağaca
Tüner küçük serçeler.


32-ŞUBATTA KÖYÜM

ŞUBAT DA KÖYÜM:

Karın üstüne bir Güneş
Doğar Şubatta köyüm de
Çiğdemler açılır üç beş
Buyar Şubatta köyüm de

Ekmek ederler unları
Başlar cemile günleri
Kalan en son odunları
Kıyar Şubatta köyüm de

Oğlaklar,Kuzular meler
İstekler kayayı deler
Delik te günleri,Keler;
Sayar Şubatta köyüm de

Pekmezin kalır bitiği
Hazır kellenin ütüğü
Şömineye son kütüğü
Dayar Şubatta köyüm de

Gelir Bahar dalgaları
Hazırdır süt helkeleri
Kuyuda ki şalgaları
Soyar Şubatta köyüm de


31-Sultan Navruz

Önümüze aldık Sultan navruzu
Gelecek inşallah 21 Martta
Meleşecek oğlak,keçi ve kuzu
Gülecek inşallah 21 Martta

Kaplayacak Güneş yamacı düzü
Her şey dirilecek;Allahın sözü
Kıştan kalan bu z ve karların izi
Ölecek inşallah 21 Martta

Hep bu tekrar etti milyar kereler
Tabiat dirilir tam o sıralar
Karların suyuyla ark ve dereler
Dolacak inşallah 21 Martta

Samanlar tükenir azalır yemler
Çalışan hayvana vurulur gemler
Şubatta açılan sarı çiğdemler
Solacak inşallah 21 Martta

Yavaş yavaş ısınacak yılanlar
Bahar;dirilişe açık ilanlar
Ahrete imanı zayıf olanlar
Bilecek inşallah 21 Martta

Mallar kaplar meraları otlağı
Sular sarar tomurcuğu yaprağı
Altta yatan böcü börtü toprağı
Delecek inşallah 21 Martta

Şükürle çok olur mevlanın azı
Müminler cami de eder niyazı
Şükran için yaratana namazı
Kılacak inşallah 21 Martta

Açılır yaylanın kapalı yolu
Mor,mavili,dağlarımın has gülü;
Navruz çiçeğiyle her taraf dolu
Olacak inşallah 21 Martta

MÜKREMİN KIZILCA


30-GEL GARDAŞIM..

Gel gardaşım hasret goyma köyüme
Kanal suyla dolduğunda bir çağır
Sepet sepet götüreyim evime
Aküzümler olduğunda bir çağır

Ala inek doymaz olmuş otlara
Sarı oğlak kanmaz olmuş sütlere
Sahipleri dur demesse itlere
Mazarratlar öldüğünde bir çağır

Kültür de adına maydonoz denen
Uzun köklerini saylara seren
Salmalarda ışıl ışıl yeşeren
Baldıranı yolduğunda bir çağır

Çocukları baranaya belerler
Bahçeleri evlek evlek bölerler
Domatesi,Biberi fidilerler
İçine su,saldığında bir çağır

Yaylalara mal melalle göçmenin,
Gürül gürül pınarlardan içmenin
Oğlakları, Kuzuları seçmenin
Vakti sati geldiğinde bir çağır

Sivri taştan,Beşdönümden eğilip,
Sığırların arkasında dağılıp,
Tüm çocuklar soyunarak tüğülüp
Kepirliye daldığında bir çağır.

Dağerikler olsun dönsün hamura
Bulutlar ağlayıp insin çamura
Tüm meyveler ömür katsın ömüre
Bozarmutlar solduğunda bir çağır

Bir lezzet var yemeğinde aşında
Mahalle toplansın oba daşında
Hayatın tadını dağın başında
Aarayıp ta bulduğunda bir çağır..

Mükremin Kızılca


29-İLKBAHAR DA KÖYÜM

İlkbahar da serçelere ses gelir
Eşini bulanlar başlar yuvaya
Su,hava topraktan bir nefes gelir
Bir ay sonra girer aşlar yuvaya

Çiçekler çiftleşir Arı eliyle
Polenleri taşır sarı eliyle
Yarısı ayağı yarı eliyle
Dönerler hep üçler beşler yuvaya

Yaprağından önce açar çiçeği
Çeker kendisine olan Böceği
Hareketli Karıncanın ocağı
Akşamı toplanır eşler yuvaya

Kışın yemeğine şimdi başlanır
Sarmmalara bağ yaprağı haşlanır
Ham keş kesesinin üstü taşlanır
Çalışırlar tüm kardeşler yuvaya

Ellerinde lımtı ota giderler
Öğlen sıcağında yata giderler
Fazla toplarlarsa sata giderler
Bilenir hayaller,düşler yuvaya

MÜKREMİN KIZILCA


28-AVCILAR-3

Kümeler de bekler durur Avcılar
Mani,mani ekler durur avcılar
Her ne kadar atış serbest olsa da
Her atışta tekler durur avcılar

21 mart sultan nevruz değilmi?
Atılan avda huzursuz değilmi?
İlk baharın da geldiği şu günler
Onlar için de hazırsız değilmi?

Bu aylarda sıcak yuva zamanı
Değmez olmak için av kahramanı
Onlar da eşleşip ev yapacaklar
Kendi gelse bile verin amanı

Güz gelsinde etlensin ve yağlansın
Ardından ne yas tutulsun,ağlansın
Yetiştirip yavruları Dağıtır
O zaman biraz da avcı eğlensin

Mükremin Kzılca


27-KAR

Karlar yağar her Kristal bir eser
Suya dönüşürler,bir rüzgar eser
İki melaike ona çalışır
Biri şekil verir birisi keser

Karlar yağar uğrun uğrun yerlere
Yorgan olur yerde ki menderlere
Hüda istediği şekilde yapar
Gerekirse Dolu olur serlere

Karlar yağar sabahların nemine
Ağaçlar da kalır düşmez zemine
Her sanat bir sanatkara delildir
Bu da delil,Sanii Müheymine

Karlar yağar Ocak,Şubat,Mart,Nisan
Durur bir kenara seyreder insan
Birbiriyle çarpışmadan inerler
Bir çarpışma,Nizamın bittiği an

Karlar yağar lapa lapa bembeyaz
Bozulur sükünet başlar bir ayaz
Ne sıcağa,ne soğuğa var insan
Nerde Bahar diye edr hep niyaz

Karlar yağar Hamsin de Zemheri de
Katık biter küplerde ve deride
Kar altında Geven söker çobanlar
Dermanı yok durmaya hiç örü de

Karlar yağar tipi olur toz olur
Esintisi vu vu hu hu söz olur
Yığınları eksiklere doldurur
Dağ başın da Koyak Tepe düz olur

Mükremin Kızılca


26-ERMENEK-2

Günlüğüm de ilk üç hece
Gönlümden geçen bilmece
Rüyalarımdasın gece
Doğduğum yersin Ermenek

Benzeri yoktur Yarların
Muhabbeti bol yarlerin
Sen şahısın diyarların
Kentler de sersin Ermenek

Önünde Göksu vadisi
Sana yakışmaz adısı
Gözlerim hep havadisi
İyisini ver Ermenek

BAĞLARIN CEVİZ DİZİLİ
DİBİNDE SULAR DÜZÜLÜ
SAYFAM DA ADIN YAZILI
İremde bağsın Ermenek

Navağı derler köyüne
İnde bak dere boyuna
Kurban olurum soyuna
Sinem de bağsın Ermenek

Kar üstünde kar görülür
Dam üstünde yar görülür
Yok olsa da var görülür
Her yere yeğsin Ermenek

Mükremin Kızılca


25-ESNAF ESNEK GEREK


Esnaflık ta topluluk ta hayatta
Her zaman lazımdır esneme payı
Tartışma da kavga da ve inatta
Her zaman lazımdır esneme payı

Geri dönülmeyen yollara girme
Tamiri olmayan şeyleri kırma
İster bir tüccar ol,ister bir Firma
Her zaman lazımdır esneme payı


24-DURSUN ABA


Sabah kalkar erken erken
Ocak yakar Dursun aba
Kahvaltı da süt içerken
Mala bakar Dursun aba
İnce ince yağmur yağar
Ağıllar da keçi sağar
Gönlü bol,her yere sığar
Bazan sakar,Dursun aba
Saksılara diker çiçek
Bir elinde küçük bıçak
Neyine gerektir uçak
Şimşek çakar,Dursun aba
Boz eşşeğe yükler tersi
Tarlalardan alır dersi
Onda bu çalışma irsi
Kuşak takar, Dursun aba
Tencereye pilav köser
Yanına bir soğan keser
Fırtınalar gibi eser
Vurur,yıkar,Dursun aba!!
Varsan görsen bir garıdır
Her yardıma pek carıdır
Mahallenin muhtarıdır
Pek de şikar  Dursun aba!!!

Mükremin Kızılca


23-YÖRÜK BÜKÜ

Boyumu aştığını görürüm dağların,
Bu vadide yürürken
Biladanlar küsmü buraya,neredeler?
Şahitliğini yaparlardı çağların
Ben eski ermenek lastiğini sürürken..

Boyumu aştığını görürürüm Çamların,
Uzun bir elipi saramaz kutrunu
Kurbağalar bir çığlık basar,gelenlere
Bozar sükünetini,dağların..
Sorar hatır bilmeyenlerin hatrını..

Boyumu aştığını görürüm Kayaların
Çil,çil,kınalı kınalı
Sakin sakin akan derenin içinden geçerken
Herkesin paçaları sıvalı..
En hası buralar da işli, oyaların..

Boyumu aştığını görürüm suların
Sağdan soldan  bu dereye akışan
Balıklar zıplarlar berrak sular da hür,
Burada en iyisi kuytuların
Etrafa zarar vermeden gezmek,bize yakışan..

Mahi Afif
20-05-07


22-ISSIZ YAYLAM

Susuz yaylam üssüz
Gene seni yazacağım
Vafasız çiftçilere
Yeniden kızacağım

90 Serçeleri saymayı unutmuşlar
Ve..yuvalarına say döşemeyi
Sarı serçeler görünmez
Culalar sana gelmeye erinir
Benim gönlüm erinmez
Sen varken bu cihan da
Hiç bir yere yerinmez

Surların yıkıntı
Pürlerin tohumsuz,
Kaklıkların kuru,
Armutların farııdımı
Yağmursuz..
Ey benim ıssız yaylam üssüz..

Sana kavaklıdan bakacağım
İneceğim uzun koyağa
Oturup harmanda ki yuvağa,
Yakımlar yakacağım,
Senin ihya edilmene dualar yapacağım..

Ey! benim ıssız yaylam üssüz,
Teyemmümle namaz kıldığım yer
Gözümü ilk açışta bulduğum yer
Sarp kayalarına bayıldığım yer
Bir lale kokusuyla ayıldığım yer
Bebekliği bitirip,çocuk olarak,
Artık bir insandan sayıldığım yer..
Bekle geleceğim.


Mahi Afif
21-05-07
Beybes


21-KUŞAKPINAR

İki tekne iki söğüt
Birbirini tamamlamış
Yükseklerde Kuşakpınar
Beni susuzlukla sınar

Kınalı kirtik karşılar
Girişinde,her varanı
İmiz imiz akar sular
Bir günde dolar Haranı

Taş obalar isli durur
Kızoğlan iniyse yaslı
Koca sahan paslı durur
Kurnasının başı taslı

Sabunluklar,Alacinler
Tarihin antik şahidi
Delik deşik olmuş inler
Kırık mezar ve Lahidi

Mahi Afif
22/05/07

 
   
 
Türkiyenin ilk özel Şiir alanı siiralani.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol